- susup
- to enter secretly; to infiltrate
Malay-English cyber dictionary. 2015.
Malay-English cyber dictionary. 2015.
oturmak — e 1) Vücudun belden yukarısı dik duracak biçimde ağırlığı kaba etlere vererek bir yere yerleşmek Bir sandalyenin üzerinde oturmuş, önüne bakıyordu. S. F. Abasıyanık 2) nsz Bu biçimde yerleştiği yerde kalmak Bakın, hikâye zordur, acımasız ve… … Çağatay Osmanlı Sözlük
çene yarışına girmek — 1) karşı tarafı dinlemeksizin, susmamacasına tartışmak Arif gibi bir adamla çene yarışına girmek istememekle beraber susup oturamazdı. M. Ş. Esendal 2) çok konuşmak … Çağatay Osmanlı Sözlük
ağız açmamak — tek bir söz olsun söylememek, susup kalmak … Çağatay Osmanlı Sözlük
sıkıntısı olmak — 1) tedirgin, rahatsız eden bir durumda bulunmak Bir derdi, bir sıkıntısı olup da öyle susup durduğu akşamlar bile yanında bulunmaktan hoşlanıyoruz. N. Ataç 2) işemesi gerekmek, sıkışmak … Çağatay Osmanlı Sözlük
İNSAT — (İnsiyat) Susup dinleme, susma. * Gizlenerek gitme. * İnfial vezninde, nidâ eden kimseye icabet etme. * Beli bükülenin beli doğrulması. * Meşhur olma … Yeni Lügat Türkçe Sözlük